Mitolojinin Anlamı ve Kapsamı
Mitoloji Sözcük anlamı olarak "efsane bilimi"dir. Yani ilkel insanların ve insan üstü varlıkların başından geçen masalsı olayların incelenip anlatılmasıdır.
Eski çağlarda yaşamış olan insanların doğa olaylarına, sosyal ilişkilerine, dini inanışlarına bakış açılarının yorumlanmasıdır. Her ulusun, her ülkenin tarihi; çeşitli efsaneleri, destanları, kahramanlık öykülerini, inanç sistemini, tanrılarını, insanlarını, masallarını, söylencelerini barındırır.
Mitos(myth), efsane(legend), destan(saga) ve halk öyküsü(folkstory) ile Marchen(masal) arasında genellikle yapıldığı görülen ayrım, edebi ölçüte dayanır; yapılmakta olan bir başka ayrım, "mitos" ile "tarihsel gerçekler" arasında olup, mitos niteliği taşıyan herhangi bir şeyin inanılmaya değer olup olmadığı gibi bir düşünceye dayanmaktadır.
Mitos, belli bir durumun yarattığı insan düşgücünün, imgeleminin ürünü olup, belli bir iş yapma niyetini gösterir. Böyle anlaşıldıkta, mitos hakkında sorulması gereken doğru soru, onun "gerçek olup olmadığı" değil, "onunla ne yapmak niyetinde olunduğu" sorusudur.
Evrenin ve insanın varoluşu ile bunların geleceği hakkındaki bilinmezlik, insanı düşünme aşamasına geldiği günlerden beri tedirgin etmiştir ve etmektedir. Bunun doğal sonucu olarak, onun var oluş ve yok oluş nedenleri başlıca araştırma sorunu olmuştur. Böylece evrenin bilinmeyen başlangıç ve sonu için totem, mana gücü, mythos ve din düşünceleri oluşturarak, neden-sonuç ilişkisine anlamlar yaratılmaya çalışılmıştır.
Mit kutsal bir öykü anlatır ; en eski zamanda, "başlangıçtaki" masallara özgü zamanda, olup bitmiş bir olayı anlatır. Bir başka deyişle mit, doğaüstü varlıkların sayesinde, ister eksiksiz olarak bütün gerçeklik, yani kozmos olsun, ister yalnızca onun bir parçası (söz gelişi bir ada, bir tür bitki, bir insan davranışı, bir kurum ) olsun, bir gerçekliğin nasıl yaşama geçtiğini anlatır. Bu yüzden mit, her zaman bir "yaratılış" ın öyküsüdür: Bir şeyin nasıl yaratıldığı, nasıl varolmaya başladığı anlatılır. Mit ancak gerçekten olup bitmiş, tam anlamıyla ortaya çıkmış olan şeyden söz eder.
Mitlerdeki kişiler "Doğaüstü Varlıklar"dır. Özellikle "başlangıç" ta ki o eşsiz zamanda yaptıkları şeylerle tanınırlar. Demek ki mitler, onların yaratıcı etkinliğini ortaya koyar ve yaptıklarının kutsallığını (ya da yalnızca "doğaüstü" olma özelliğini) gözler önüne serer. Sonuç olarak, mitler, kutsal (ya da doğaüstü) olan şeyin, dünyaya çeşitli, kimi zamanda heyecan verici akınlarını betimler. İşte dünyayı gerçek anlamda kuran ve onu bugün içinde bulunduğu duruma getiren de kutsalın bu akınıdır.
İnsan bugünkü durumunu, ölümlü, cinsiyetli ve kültür sahibi bir varlık olma özelliğini doğaüstü varlık'ların müdahalelerinden sonra edinmiştir.
Mit, kutsal bir öykü olarak kabul edilir, öyleyse, "gerçek bir öykü" dür, çünkü her zaman gerçekliklere başvurur. Kozmogoni miti "gerçek" tir çünkü Dünya' nın Varlığı da bunu kanıtlamaktadır; ölümün kökeni miti de "gerçek" tir, çünkü insanın ölümlülüğü bunu kanıtlamaktadır ve bu böyle sürüp gider.
Mit, Doğaüstü Varlıkların gesta' larını ve onların kutsal güçlerinin belirtilerini anlatmasından ötürü, bütün anlamlı insan etkinliklerinin örnek gösterilecek modeli haline gelir.
Mitolojinin özelliği, eski tanrılar hakkında yorumların doğmasına imkan vermiş olmasıdır. Fakat bu araştırmalarda da büyük güçlüklerle karşılaşılır: efsane gelenekler, o zamanın günlük olaylarına dayandığı açıkça görülen ekleme hikayelerle birleşerek yere ve zamana göre, şaşılacak derecede çeşitlilik gösterir, biçim değişikliklerine uğrar, başka unsurlarla karışır. Bu da masal unsurlarının yalnızca kültler ve dini ikonografyalarla ilgili bir alan olmamasından, aynı zamanda ve daha büyük çapta, sanat ve edebiyatta tema olarak kullanılmasındandır; bu bakımdan mitoloji daha ilk çağlardan itibaren, önce destanların, sonra tiyatronun, süslemecilerin (Pompeii Freskleri) ve retorikçilerin bol bol yararlandıkları bir kaynak halini aldı. Şiir (Hesiodos) veya bilimsel yazılar (Apollodoros kitaplığı, roma çağı elkitapları) halinde mit derlemeleri ortaya çıktı.
Mitlerin menşeleri üzerinde yapılan yorumlayıcı araştırmalar M.Ö. V. yüzyıla kadar uzanır. Bu çağda mitoloji uzmanları çoğalmaya başladı: Akusilaos, Pherekydes, Hellanikos, Herodotos, M.Ö.IV. yüzyılda Euhemeros mitolojiyi kurtarıcı ve site kurucusu kahramanların (mesela Theseus) serüvenleri gibi zamanla biçim değiştirmiş ve şiirleştirilmiş tarihi olaylar olarak yorumladı; Nikandros (Heteroiumena, Değişimler) türlerin menşeini, mitlerle canlandırılan efsanevi değişimlerde buluyordu. Yeni Eflatuncular alegorik yorumlara çok meraklıydılar: onlarca mitler, birtakım fikirlerin sonradan kişileştirilmiş şekilleriydi. Metodları ateşli çekişmelere yol açan bu alegori sistemi Roma imparatorluğu zamanında uzun süren büyük bir ilgi gördü.
Charles de Brosses ile, kısmen karşılaştırmalı mitolojiye dayanan çağdaş incelemeler başladı; De Brosses fetişçi kültlerle klasik mitler arasındaki yakınlığı farketti. Bu alanda önce dilbilimsel verilerin desteğiyle, Hint-Avrupa mitolojileri arasında karşılaştırmalarla yetinildi. Yunan ve Roma mitleri arasındaki önemli yakınlıklar, bazı tanrıların birleştirilmesine imkan verdiği gibi, öteki mitolojilerin ilk örneği olan bir ari mitolojisinin varlığından söz edilmesine de yol açtı. Ama bu görüşün bir esasa dayanmadığı kısa zamanda anlaşıldı.
Filologlar (Max, Müller, Breal) ise mitolojide temel rolü dilin oynadığını ileri sürdüler; onlara göre mitoloji kişilerini doğuran kelimelerdi. Bazı kimseler de (A.Lang, Salomon Reinach, Frezer) mitlerin doğrudan doğruya ilkel zihniyetin ürünü olduğunu iddia ettiler. Mitler astronomi ve meteoroloji olaylarına esrarlı görüntü ve anıtları yorumlama ihtiyacına (şarkiyatçı Clemont - Ganneau'nun ikonografya yorumlamaları) veya alegorilere bağlandı. Mit temalarının (Euhemeros'un savunduğu görüşün tersine) tarih olaylarıyla beslendikleri ileri sürüldü (Dumezil). Victor Berard'a göre mitler, dini ayin formüllerinin yorumlanmasından doğmuştur. Hatta miti, dini düşünce tarzının orijinal bir ürünü sayanlar da çıkmıştır.
Ne var ki bu sistemlerin hiçbiri kendi başına kesin bir açıklama sayılamaz; günümüzde her mit tiplerine göre (Grimal), ayrı bir açıklamaya başvurulur, bu açıklamalar arasında da en geçerli olanı ve en sık kullanılanı dini törenlere dayanan açıklama şeklidir. Öte yandan , mitolojilerdeki bazı hikayelerin ne ahlaki, ne de sembolik bir yanı vardır; bunlar olsa olsa, az çok kutsal bir kökten geldiğine inanan sitelerin kendilerini övmek için uydurdukları masallar olabilir.