Hititlerin Tarihi
Hititler'in
tarih sahnesinde görülmesi daha öncelere dayansa da krallığın MÖ
1660-1630 yılları arasında hüküm sürmüş I. Hattuşili tarafından
kurulduğu söylenir. Bu konu belgelere bakıldığında biraz karışıktır,
çünkü Hattuşili de kendinden önce gelen Labarna ve başşehir Kussara'dan sözetmektedir.
Bu dönem ise oldukça karışıktır çünkü Anadolu'da yerel krallar hüküm
sürmektedir.
Merkezi bölge Kızılırmak kavsinin içi ve belki biraz batısıdır (Hatti bölgesi). Hitit döneminde yayılım alanında, kuzeyde Yukarı Ülke, güneyde Aşağı Ülke, doğuda Azzi-Hayaşa, İşuwa, batıda Wiluşa (Troya bölgesi), Assuva (Aiolia), Ahhiyava (İonia böl), Arzava (Göller bölgesi), kuzeyde Pala, Kaşka, güneyde Lukka, Tarhuntaşşa, Kizzuvatna ve güneydoğuda Mitanni ülkeleri bulunmaktaydı.
Aslında Hattuşili , merkez Hattuşaş olarak krallığı kuran kişidir. Akurgal bu durumu şöyle özetlemektedir:
"Yazılı kaynaklardan belli olduğuna göre sonuç olarak diyebiliriz ki, Labarna adlı bir kral Kussara'da hükümdar olduktan sonra yerine yeğeni Labarna ya da Tabarna adı ile kral oluyor. Ancak bu ikinci Labarna, bir süre sonra idare merkezini , başkent olmaya her yönden elverişli Hattuşa'ya neklediyor ve o yüzden de Hattuşili yani Hattuşlu anlamına gelen bir ad alıyor."
Merkezi Hitit devleti, kuruluşunun hemen arkasından I. Hattuşili döneminde Kuzey Suriye bölgesine, Halep'e akınlar ve yağma seferleri gerçekleştirdi. Hurriler ve Mezopotamya ile ilişkiler gelişti. Koloni Çağı'ndan sonra kesintiye uğrayan çivi yazısı kullanımı buradan alınarak geliştirildi. Ülke Batı Anadolu'ya (Arzava Krallığı) doğru da genişletildi.
Bir seferde ölen Hattuşili'nin yerine Murşili geçmiştir. Murşili de babasının yayılma siyasetini izlemiş, Halpa' (Halep) yı almış ve Babil'e kadar uzanarak, yaklaşık MÖ1550 senesinde, burayı da yakıp yıkarak Hammurabi sülalesini sona erdirmiştir. Ülke bu döneme kadar en geniş sınırlarına ulaştı. Hantili ve Zidanta adları Luwice'dir. Bu krallar döneminde kazanılmış toprakların tümü kaybedildi. Pontus bölgesinde Kaşgalar egemen olmuş, Adaniya bağımsız Kizzuvatna devleti olarak ayrılmıştı.
Murşili'den sonra bir çok kral gelmiştir. Bunlar içinde en önemlilerinden biri Telipinu'dur (MÖ 1535-1510). Telipinu ile birlikte devlet yapısı yazıya dökülmüş, tahta geçiş düzenlemesi yapılmıştır. Bu dönem belgelerinde önceki krallar hakkında da bilgi vermiştir. Hitit antlaşma politikasının başlangıcı oluşturulmuş, örneğin Telipinu-Kizzuvatna kralı Işputahşu ile ilk resmi antlaşmayı yapmıştır.
Telipinu zamanından kalma yazılar hem Hitit tarihine ışık tutmaktadır, hem de Telipinu ilk olarak krallığın kime kalacağını belirlemiştir : "Birinci kadından doğan erkek çocuk kral olur. Eğer birinci sıradan bir prens yoksa, ikinci sıradan olan erkek çocuk kral olur. Bir kral çocuğu, bir oğlan mevcut değilse, bu durumda birinci sıradan olan kız evlendirilir, onun kocası kral olur."
Alluvamna döneminde toprak bağış belgeleri ortaya çıkar. Bu dönemde kuzeyli ebedi düşman Kaşkaların Hitit merkezi bölgesi üzerindeki baskılarını artırdığı görülmektedir. Mısır ile yapılan "Kurustama antlaşması" olasılıkla II. Zidanta zamanında yapılmıştır. I. Muvattalli geleneksel olmayan yoldan tahta çıkmış ancak kısa zaman sonra indirilmiştir.
MÖ 1460-1190 yılları Hitit Krallığının "Büyük Krallık" dönemi olarak adlandırılır. Hurri-mitanni Devleti'nden sonra bu dönemde Anadolu'daki en büyük siyasi güç Hitit Krallığı'dır. Bu dönemin ilk kralı II.Tuthaliya'dır. Bu önemli kralın sülalesi Hitit Krallığının sonuna kadar hüküm sürmüştür.
II. Tuthaliya döneminde başkent Kaşkalar tarafından yağmalanmıştır. Kizzuvatna, Kargamış, Halpa ve Arzava'ya saldırı düzenlemiştir. I. Arnuvanda döneminde kuzeyli düşman olan Kaşga saldırıları konusunda ilk belgeler görülmektedir.
Bu dönemde en önemli krallardan biri de Şuppiluliuma'dır. Bu kral zamanında (MÖ1350-1345) krallık sınırları iyice genişlemiş, Mısırla ilişkiler yoğunlaşmıştır. I. Şuppiluliuma Arzava kralıyla kızını evlendirdi. Ugarit (Ras Şamra) ile anlaşma yaptı. Doğudaki Azzi-Hayaşa da bir antlaşma ile imparatorluk topraklarına katıldı. Kizzuvatna ve Amurru krallıklarını ülkesine bağladı. Mitanni kralı Tuşratta'yı yenerek onun oğlu Mattivaza'yı yerine atadı ve ünlü anlaşmayı yaptı. Kargamış ve Halep'i ele geçirip oğullarının idaresine verdi. Ahhiyava (Troyo VI) ile ilişkiler dostçadır. Eski dünyada Babil ve Mısır ile aynı güçte idi. Mısır'ın dul kraliçesi oğullarından biri ile evlenmek istedi.
II. Muvattalli'ye kadar bölgede Suriye'den gelen veba salgını etkili oldu.
Bir başka önemli kral da Muvatalli'dir (MÖ 1315-1282). II. Muvattalli Mısır sorunu ile uğraşırken Kaşgaların başkenti ve tanrı heykellerini yağmalamasını önlemek için başkenti güneye Tarhuntaşşa'ya taşıdı. Kadeş'te II. Ramses ile savaştı (1285). Onun zamanında karışıklıklar bastırılmış ve Mısır'a karşı yapılan Kadeş savaşı başarı ile sonuçlanmıştır.
Daha sonra III.Hattuşuli ise ünlü Kadeş Anlaşmasını yapmıştır. III.Hattuşuli kızını II. Ramses'e verdi. Kendisi Kizzivatna kralının kızı Puduhepa ile evlendi. Ancak tahta haksız olarak geçmiş oluşu huzursuzluk yarattı. Hitit tahtının yasal varisi olan II. Muvattalli'nin oğlu Kurunta (Ulmiteşup) Tarhuntaşşa'da bağımlı bir krallık oluşturdu.
III. Tuthaliya kendini Assur etkili bir ifadeyle evrenin kralı olarak anan ilk kraldır. Batı Anadolu'da Ahhiyava (Karabel) sorunlu bölge iken Alaşiya (Kıbrıs) Hititlerin eline geçmiştir. Kurunta Tarhuntaşşa'da egemen olduktan sonra kendini büyük kral ilan etmiş ayrıca Hitit başkentinde de bu unvanını kullandığı yolunda bazı bulgular olduğu için kral listesine eklenmiştir.
Hitit Krallığı, siyasal gelişimine paralel olarak, başta Kuzey Suriye ve Mezopotamya olmak üzere, Mısır ile siyasal ve kültürel ilişkiler kurmuştur. Doğu Anadolu, Karadeniz ve batıda Ege kıyıları ve Aka uygarlığı ile de kültürel ilişkilerini gösteren bulgular elde edilmiştir.
Hitit metinlerine göre Orta Assur Krallığı ile de diplomatik ilişkiler yürütülmüştür. III. Hattuşili döneminde Orta Assur krallarından Adad-Nirari'ye 2 mektup yazılmış ve bunlarda Waşaşatta ve Maşamuwa'dan söz edilmiştir. Bir mektup da I. Şalmaneser'e yazılmış; IV. Tuthaliya döneminde ise I. Şalmaneser'e 3 mektup, bir mektup da adı belirlenemeyen bir Hitit kralından I. Şalmaneser'e yazılmıştır.
MÖ 1200'lü yılların sonuna doğru Hitit Krallığı en parlak devirlerini yaşarken kralın ölmesinden sonra çocuğu olmadığından kardeşi II. Şuppiluliuma'nın tahta geçmesi ile sarayda karışıklıklar çıkmış, hatta halk arasında da başkaldırmalar olmuştur. Bunu üzerine bir de "Kuzey kavimleri" saldırısı eklenince Hitit devleri dayanamamış, istilalar altında tarihe karışmıştır.
Daha sonraları "Geç Hitit" denilen beylikler dönemi yaşanmış, Hitit kültürü güneyde biraz daha yaşamaya devam etmişse de zamanla tarihe karışmıştır.
http://www.anadolumitolojisi.sayfasi.com/ sitesinden alınmıştır.