Babil Mitolojisi

Babil yaratılış söyleni, "gökyüzünde iken" anlamına gelen başlangıç sözcüklerinden Enuma Eliş olarak bilinen destandır. İngiliz arkeologların, 1845'te şimdiki Irak topraklarındaki Ninova'da başlattıkları kazılar sırasında buldukları yedi adet kil tablet üzerine çiviyazısı ile kaydedilmiştir. Bu tabletler İÖ 668 ile 627 yıllan arasında hüküm süren Kral Asurbanipal'in kütüphanesine aittir.

Ninova'dan pek uzak olmayan Ashur'daki Alman kazıları 1902'de başlamış ve bunun sonucunda Babillilerin ulusal tanrısı Marduk'un adının yerine Asurluların ulusal tanrısı Ashur'un adının bulunması dışında tamamen aynı olan Enuma Eliş'in bir başka değişkesi bulunmuştur. Böylelikle, bu destanın, Babilliler için olduğu kadar, Asurlular için de önemli olduğu anlaşılmaktadır.

Bu tabletlerin tahminen İÖ 1000 yıllarına kadar dayanmasına rağmen, içerikleri ve biçimleri, üzerlerine kayıtlı olan hikâyenin İÖ 1900'ler kadar eski yıllarda var olabileceğini ortaya koyar. Babil'i İÖ 1728'den İÖ 1686 yılına dek yöneten Hammurabi'nin ünlü yasalar topluluğunun girişinde hem Enuma Eliş, hem de Marduk'dan söz edilir. Giriş kısmındaki ifade şöyledir:

"Tanrıların kralı Enum ile göklerin ve yeryüzünün efendisi ve ülkenin kaderini belirleyen tanrı olan Enlil'in, Marduk'u tanrılar arasında üstün kıldıkları, daha sonra ona Enlil'in tüm insanlar üzerindeki krallık görevini verdikleri ve sonunda Babil'i dünya devletleri arasında üstün kıldıkları zaman, Enum ve Enlil beni, dindar ve tanrıdan korkan Hammurabi'yi, ülkenin üzerinde adaletin bir güneş gibi parlamasını sağlayarak ve böylece kötü olan herşeyi yok ederek insanların hayatlarını zenginleştirmek için seçtikleri zaman."

Babil'de her sene sonbaharın başlangıcını simgeleyen on günlük yeni yıl festivalinin bir parçası olarak, Enuma Eliş, huşu içinde ezbere okunur ve dramatize edilirdi. Tatil, evrendeki düzenin yeniden kurulması, hayatın yenilenmesi ve gelecek yıl için tüm insanların kaderlerinin belirlenmesini vurgulayan ciddi bir olaydı.

Bilimadamlan, Babillilerin, Enuma Eliş'te anlatılan kaos güçleri ile düzen güçleri arasındaki savaşı pandomimle temsil ettiklerine inanmaktadır. Marduk mahkumiyetten kurtulana dek Babil sokaklarında düzensizlik hüküm sürecektir. Daha sonra Marduk, Tiamat ve onun şeytani güçlerine karşı tanrıların gücünü temsil eden bir tören alayına önderlik edecektir. Marduk'un, Tiamat'ı ve onun isyankâr güçlerini alaycı bir savaştan sonra yenmesi ve evrende düzeni kurmasından sonra Babilliler onun suretini, Babil sokaklarında gösterişli bir resmi törenle taşıyacaklardır. Bu büyülü yöntemle insanlar, kaderlerini kontrol eden tanrıları etkilemeyi ve bereket, bolluk ve iyi talihle dolu bir yıl getirmeleri için ikna etmeyi ummuşlardır.

Ayrıca Babil halkı, bu söylemin Dicle ve Fırat nehirleri üzerinde sihir gücüne sahip olduğunu da düşünmüş olabilirler. Bu nehirler her yıl kıyılarını basmış ve sık sık yaşadıkları yerleri sert tufanlarla harap etmişlerdir. İnsanlar dramatizasyon ve büyü gücünü, bu korkunç bahar tufanlarının tahribine karşı topluluklarını koruyabilmek amacıyla kullandılar.

Marduk, söylen tarafından onurlandırıldığında, aynı zamanda evreni yaratan ve kaostan bir düzen çıkaran Babil'in koruyucu tanrısı ve tanrıların yeryüzündeki evi olarak Marduk Tapınağı'nın kurulduğu Babil şehri de onurlandırılmış oluyordu. Böylece söylen, hem bir dini görüşü hem de dünyevi ve siyasal bir görüşü birleştirmektedir. Yeni yıl tatili sırasında insanların kaderi belirlendiği kadar, Babil'in siyasal kaderi de belirleniyordu.

Böylece Enuma Eliş, bir yaratılış söyleninden daha fazlasını ifade eder. Babilliler Sümerlerin geleneksel yaratılış söylenini almışlar ve onu, yeni ulusal, dini ve siyasal amaçlar için kullanmak amacıyla yeniden şekillendirmişlerdir. Evrenin yaratılışının açıklaması, yıldırımlar tanrısı Marduk'un yüce iktidara ulaşması ve onun yeryüzündeki şehri olan Babil'in methedilmesi hikâyesine dönüşmüştür.

Dünya Mitolojisi, İmge Kitabevi İstanbul, Ağustos 1998

Back ] Home ] Up ] Next ]